Türkçe Olarak Düzenlenen Teminat Mektubundaki Vade Tarihi Yabancı Dilde Yazılmış İse Geçersiz Sayılması ve Vadesiz Teminat Mektubu Olarak Kabul Edilmesi Gerekir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No : 1979/3309
Karar No : 1979/5469
Tarih : 30.11.1979
İçtihat Metni
Taraflar arasındaki davadan dolayı (Ankara Irkince Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 13.4.1979 tarih
ve 101/169 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı avukatı tarafından istenmiş̧ olmakla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili müvekkili Ofis tarafından dava dışı F1 S. A. Firması’ndan satın alınmasına karar verilen 54/60.000 tonluk ekmeklik buğday ile ilgili olarak 17.9.1974 günlü sözleşme imzalandığını davalı bankadan 9.9.1974 gün ve 29082 sayılı kati teminat mektubu alındığını, sonradan gelen buğdayın noksan çıktığını, firmanın taahhüdünü̈ kısmen ifa etmediğini, teminat mektubunun nakte çevrilmesi istemi reddedildiğinden (1.903.977,60) lira asıl alacak, birikmiş faiz (567.491,10) lira ki toplam (2.471.460,70) liranın % 10 faizle beraber tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, teminat mektubunun 15.3.1975 gününü geçmemek üzere, yükleme tarihinden itibaren bir ay sonrasına kadar geçerli olduğunu, vadenin bittiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre teminat mektubunun vadesinin 13.2.1975 tarihinde sona erdiği ve davacının bu tarihten sonra 14.3.1975 tarihinde nakte çevrilmesini istediği ve dolayısıyle istem geçersiz olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece hükme dayanak yapılan ve davalının savunmasının esasını oluşturan; (garantinin sona eriş tarihinin 15 Mart 1975 gününü geçmemek üzere yükleme tarihinden itibaren bir ay sonrası olduğu) şeklindeki vade şartı 9 Eylül 1974 gün ve 29082 sayılı kati teminat mektubunda İngilizce olarak yer almıştır.
22 Nisan 1926 gün ve 805 sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanunun 1. maddesiyle; (Türk uyrukluğundaki her nevi ortaklık ve müesseseler, Türkiye dahilindeki her nevi muamele, mukavele, hesap ve defterlerini Türkçe tutmağa mecburdurlar) 4. maddesiyle de; (Bu kanunun mevkii meriyete vaz’ından sonra birinci ve ikinci maddeler ahkamına muhalif olarak tanzim kılınmış o an evrak ve vesaik şirket ve müesseseler lehine nazarı itibara alınmaz) hükmü getirilmiştir.
Bu hükümler karşısında, davalı bankanın davacı TMO. Genel Müdürlüğü’ne verdiği (339.996) İsviçre Franklık 9 Eylül 1974 ve 29082 sayılı teminat mektubundaki vade şartının davalı banka yararına gözönünde bulundurulmasına olanak bulunmamaktadır.
Her ne kadar, kökleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre, aslında Türkçe olarak düzenlenen bir sözleşmeye tarafların beynelminel terim ve tabirleri özel şart olarak yazmaları mümkün ise de, işin niteliği ve özelliği bu tür yabancı terim ve tabirlerin aynen kullanılmasını zorunlu kılması gerekir. Bu halde, 805 sayılı Kanuna aykırılık teşkil edecek bir işlemin varlığından da söz edilemez.
Davada ise, teminat mektubuna İngilizce olarak yazılan (Vade) şartı, niteliği ve özelliği itibariy beynelminel terim ve tabirlerin aynen kullanılmasını zorunlu kılmadığı gibi. İngilizce yazılan şart da, Türkçe olarak yazılması mümkün ve olağan bulunan garantinin sonu eriş koşuluna ilişkindir.
Bu itibarla davalı bankanın düzenleyerek davacı idareye verdiği teminat mektubuna İngilizce olarak yazdığı (Vade) şartının 805 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince davalı yararına gözönünde bulundurulmaması ve davanın esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu şarta dayanılarak davanın reddi yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına (BOZULMASINA) ve 3.000 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.11.1979 tarihinde oybirliği ile karar verildi.